Yeni Haberler

Film

Video

From our Blog

22 Kasım 2016

Tüm Zamanların En İyi 14 Soygun Filmi

Tüm Zamanların En İyi 14 Soygun Filmi

Tekrar izlemekten dahi bıkmayacağınız,aksiyonun bol olduğu,hareketli ve akıcı birbirinden güzel soygun filmleri

1. Catch Me If You Can (2002) - IMDb 8

Catch Me If You Can  (2002) - IMDb 8
Catch Me If You Can(Sıkıysa Yakala)

FBI ajanları iz sürerek olağanüstü yetenekleri olan genç bir dolandırıcıyı yakalamaya çalışır. Pilot, doktor, savcı vekili kimliklerine bürünerek, 26 ülkede dolandırıcılığa karışan zor bir lokma vardır karşılarında... Steven Spielberg filmini, Catch Me If You Can: The Amazing True Story Of The Most Extraordinary Liar (Kolaysa Yakala: Sıradışı Bir Yalancının İnanılmaz Ama Gerçek Hikayesi) kitabından uyarlamış. 60'lı yılların sonunda geçen film gerçek bir karaktere dayanıyor. Azınlık Raporu ile farklı bir kulvara yönelen sinemacının kişisel (pozitif) temalarına geri döndüğü görülüyor. Aile kurumunu herşeyin tepesine koyan ve polisiye bir masal anlatan yapım, şimdiden bir klasik olmaya aday.
 

2. Ocean's Eleven (2001) - IMDb 7,8

Ocean's Eleven  (2001) - IMDb 7,8
Ocean's Eleven(​Ocean'ın Onbiri)

Şık ve hareketli Danny Ocean, tam bir aksiyon adamıdır. New Jersey hapishanesinden şartlı salıverilmesine 24 saat kalmışken bile karizmatik hırsız, bir sonraki planına son rötuşları yapmaktadır. 3 kuralı uygulayarak - kimseye zarar verme, hak etmeyen kimseden çalma ve oyunu, kaybedecek hiçbir şeyin yokmuş gibi oyna - Danny tarihteki en incelikle hazırlanmış ve sofistike kumarhane soygununun orkestra şefliğini yapacaktır. Bir gece yarısı Danny ve özenle seçilmiş 11 adamı, Terry Benedict'in Los Angeles'da sahip olduğu üç kumarhaneden 150 milyon USD çalacaklardır. Danny'nin eski karısı Tess ile çıkmaya başlayan Terry, kuşkusuz daha fazlasını da hak etmiştir. Danny istediği parayı ele geçirmek için hem hayatını hem de Tess ile yeniden barışma şansını riske atmaktadır. Yine de herşey Danny'nin sık elenip ince dokunmuş entrikasına uygun gelişirse iki arzusu arasında seçim yapması da gerekmeyecektir.

3. Now You See Me (2013) - IMDb 7,3

Now You See Me (2013) - IMDb 7,3
Now You See Me(Sihirbazlar Çetesi)

Karizmatik Atlas (Jesse Eisenberg) tarafından yönlendirilen sihirli süper grup Mahşerin Dört Atlısı yüksek teknolojili sihirbazlık gösterileri sergilemektedir. Bu adamlar izleyicileri önce başka bir kıtadaki bir bankayı soyarak, daha sonra beyaz yakalı bir suçlunun bankadaki milyon dolarlarını izleyicilerin banka hesaplarına aktararak şaşırtıyorlar.

Özel FBI ajanı Dylan (Mark Ruffalo) bu sihirbazlara hak ettiği cezayı çektirmeye ve daha büyük bir soygun yapmadan önce onları durdurmaya kararlıdır. Ancak hakkında şüpheleri olan Interpol ajanı Alma (Melanie Laurent) ile çalışmak zorundadır. Başka çare bulamayan Dylan banka soygununun kılık değiştirilerek ve video hileleriyle yapıldığını ileri süren ve ünlü bir sihirbaz olan Thaddeus’tan (Morgan Freeman) yardım ister. Dylan ile Alma’nın aynı fikirde oldukları tek şey sihirbazların dışarıda bir adamlarının olduğu ve onu yakalarlarsa sihirbazların suç eğlencelerine son verebilecekleridir.

Baskı arttıkça ve dünya Dört Atlı’nın muhteşem son gösterisini izlemek için sabırsızlandıkça, Dylan ve Alma da bir cevap bulmak için zamanla yarışmaktadır. Ancak kısa bir sure sonra, bu illüzyon ustalarının bir adım önüne geçebilmenin imkansız olduğu anlaşılır.

4. The Italian Job (2003) - IMDb 7

The Italian Job  (2003) - IMDb 7
The Italian Job(İtalyan İşi)

Charlie Croker, Los Angeles'lı soyguncu bir çetenin başıdır. Proje aşamasındaki büyük bir altın soygunu için şehir trafiğini kullanmaya karar verir. Soygun günü tüm trafiğin tıkanmasına neden olacak ve polislerin kendilerine ulaşmasını engelleyeceklerdir. Kurtuluş için trafiğin içinden sıyrılmayı kolaylaştıracak küçük arabalar ayarlar... 69 yapımı soygun filminin yeniden çevrimi. İlk filmde Avrupa'da gerçekleştirilmesi planlanan soygun, bu defa Los Angeles'de gerçekleşiyor. İlk filmde olduğugibi dönemin yıldız oyuncuları yer alıyor. Arabalar ise ilk filmde yer alan Mini Cooper'ın yeni modelleri.

5. The Bank Job (2008) - IMDb 7,3

The Bank Job (2008) - IMDb 7,3
The Bank Job(Banka İşi)

film, 35 seneden daha fazla bir süre önce Londra?da meydana gelen olağandışı gerçek bir olaydan, cesur ve çözülememiş bir soygundan esinlenilmiştir. Bu heyecan dolu gerilim filmi, entrika, skandal ve tehlikenin içiçe geçtiği bir bileşim olup, yapımcıları tarafından ?cinayet, seks ve yolsuzluğun inanılmaz söylenmemiş hikayesi? diye tanımlanmaktadır. Eylül 1971?de, hırsızlar Londra?daki Baker Street?te bulunan bir bankanın kasasına tünel kazarak girdiler ve milyonlarca Sterlin değerinde nakit para ve mücevherin bulunduğu kasaları yağmaladılar. Çalınanların hiçbiri bulunamadı. Kimse tutuklanmadı. Soygun sadece birkaç gün manşetlerde kaldı ve sonra Birleşik Krallık hükümetinin basına "D Uyarısı" yaparak susturmasıyla ortadan kalktı. Bu film, o kutularda neyin saklı olduğunu ortaya çıkarıyor. Hikaye, kraliyet ailesiyle bağlantıları olan cinayet, yolsuzluk ve seks skandalını kapsıyor. Bu, olaya karışan en masum kişilerin hırsızlar olduğu bir hikaye. 

6. Reservoir Dogs (1992) - IMDb 8,4

Reservoir Dogs  (1992) - IMDb 8,4
Reservoir Dogs(Rezervuar Köpekleri)

Bir grup suçlu, bir mücevher deposunu soyarlar. Polis o kadar çabuk peşlerine düşerki aralarında bir muhbir olduğundan şüphelenirler. Soygundan hemen sonrasıyla başlayan film, olayın öncesine dönüp soygunun planlanması aşamasını anlatıyor. ünlü karakter oyuncularından oluşan kadroyu da bu bölümde tanıyoruz. Bol aksiyon, kan ve şiddet içeren, klasikleşmiş bir Tarantino yapımı...

7. Snatch. (2000) - IMDb 8,3

Snatch.  (2000) - IMDb 8,3
Snatch(Kapışma)

'Olağan şüpheli' Benicio Del Toro ve gangster/detektif filmlerinin demirbaşı Dennis Farrina'yı biraraya getiren film şu sloganla tanıtılıyor: "Kemikler kırılıyor, elmaslar çalınıyor..." Boks dünyasında kaçak iş çeviren Turkish adlı adam, namlı suçlu Brick Top'la hileli bir boks maçı için anlaşınca başına büyük bela alır. Öte yandan, başarısız bir mücevher soygunu ardından tuhafgelişmeler yaşanmaktadır. Garip bir biçimde iki olay birbirine karışarak ilerler ve kahramanlar için olmasa da, izleyici için eğlendirici bir curcuna çıkar ortaya...

8. Inside Man (2006) - IMDb 7,6

Inside Man (2006) - IMDb 7,6
Inside Man(İçerdeki Adam)

Herşey sıradan bir soygun gibi başlar. Boyacı kılığındaki dört soyguncu Wall Street'in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir. Ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. Her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır. Banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, bayan bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi, Dedektif Frazier ve Darius'un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. Soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?

9. Lock, Stock and Two Smoking Barrels(1998) - IMDb 8,2

Lock, Stock and Two Smoking Barrels(1998) - IMDb 8,2
Lock, Stock and Two Smoking Barrels(​Ateşten Kalbe Akıldan Dumana)

Sevimli sokak serserisi Eddy (Nick Moran) hayatının kumarına üç arkadaşı ile zar zor kazandıkları 100 000 paundu yatıracaktır. Tom (Jason Flemyng), Bacon (Jason Statham) ve Soap (Dexter Fletcher) aralarında onu seçmişlerdi. Masadaki en kurt oyuncu oydu. Ama ne yazık ki tüm oyunönceden ayarlanmış bir düzenden başka bir şey değildir. Oyunun sonunda Hatchet Harry (P.H. Moriarty)?e yarım milyon paund borçlanarak masadan kalkar. Harry Eddy?e bocunu ödemesi için bir hafta süre tanır. Aksi halde para yerine parmaklarını alacaklardır. Eddy ve arkadaşları gerekli parayı acilen bulabilmek için türlü yollara başvururlar. Bunlardan biri Eddy?nin babasının antika tüfeği ile hırsızlığa bile yeltenmektir. Hepsi başarısızlıkla sonuçlanır. Oysaki ellerindekinin kıymetini bilmemektedirler...

10. The Usual Suspects (1995) - IMDb 8,6

The Usual Suspects (1995) - IMDb 8,6
The Usual Suspects(Olağan Şüpheliler)

Polis San Pedro'da patlayan bir tekneyi araştırırdığında 27 ceset ve 91 milyon dolarlık uyuşturucu parası bulur. Olaydan kurtulan iki kişi, yanıklarla dolu vücuduyla korkmuş bir Macar terörist ve Verbal Kint adında bir tetikçidir.
Polisteki sorgusunda Kint, 6 hafta öncesinden başlayarak olayları anlatır. Beş suçlunun nasıl bir araya geldiğinden, kaçırılan bir kamyondan ve bir suç lordundan bahseder polislere.
Özellikle kurgusu ve öyküsündeki gerilim ve sürprizlerle dikkat çekici bir başyapıt...

11. The Town (2010) - IMDb 7,6

The Town  (2010) - IMDb 7,6
The Town(Hırsızlar Şehri)

Eylül ayında Toronto film Festivali'nde dünya prömiyeri yapılanHırsızlar Şehri, popüler aktör Ben Affleck'in ikinci yönetmenlik denemesi. Affleck, aynı zamanda başrolünü de üstlendiği bu kara filmde tıpkı babası gibi hırsızlığı kariyere çeviren Doug MacRay'i canlandırıyor.

 Doug ve ekibinin banka soygununda üzerlerine kimse yoktur; hem acımasız hem de dikkatlidirler. Soydukları son bankanın müdiresiyle aynı mahallede oturduklarını öğrendikten sonra kaçınılmaz olan gerçekleşir ve Doug, kadına âşık olur. Claire, onun soyguncu olduğundan şüphelenmezken Doug'ın kardeşi kadar yakın suç ortağı Jem, kuşku içindedir. Doug, iki taraftan birine ihanet etmeden bir seçim yapamayacaktır

12. Heat (1995) - IMDb 8,3

Heat  (1995) - IMDb 8,3
Heat(Büyük Hesaplaşma)

Neil McCauley, usta bir hırsızdır. En iyilerinden sayılmasının sırrı, tehlikeyi hissettiğinde hiçbir bağı olmadan kaçabiliyor olmasıdır. Kendisi gibi profesyonellerden oluşturduğu ekibiyle en zorlu işlerden bile başarıyla çıkabilmektedir. Peşinde olan Dedektif Vincent Hanna bile McCauley'i hayranlıkla izlemektedir. Onu yakalamak dedektif için bir saplantı haline gelmiştir, özel yaşamını bile bu uğurda feda etmeyi göze almıştır. Çetenin son ve en büyük soygun planı, bu iki ezeli rakibi karşı karşıya getirecektir. 1999 yılında Köstebek ile Oscar'a aday olan ve 2002 yapımı Ali filmiyle de büyük beğeni kazanmış yönetmen Michael Mann'ın yazıp yönettiği usta işi bir aksiyon filmi olan Büyük Hesaplaşma, aynı zamanda Robert De Niro ve Al Pacino'nun karşı karşıya geldiği ve Val Kilmer, Jon Voight, Tom Sizemore gibi tecrübeli oyuncularla dolu bir yapım.

 

13. Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969) - IMDb 8,1

Butch Cassidy and the Sundance Kid  (1969) - IMDb 8,1
Butch Cassidy and the Sundance Kid(Sonsuz Ölüm)

Butch ve Sundance, Hole-in-the-Wall çetesinin liderleridir. Sundance, ekibin kas gücü, Butch ise beynidir. Sürekli yaptıkları soygunlara her gün bir yenisini ekleyen ikilinin bu özgürlükleri fazla uzun sürmeyecektir.
Batı, artık gelişmeye ve modernleşmeye başlamıştır. Bu yeni sistem içinde böyle soygunculara da yer yoktur. Peşlerindeki ekipten kaçabilmek için Bolivya'ya gitmeye karar verirler.
Başrollerini Paul Newman ve Robert Redford'un paylaştığı Butch Cassidy and the Sundance Kid, westernler arasında klasikleşmiş bir yapıt.

14. C'era una volta il West (1968) - IMDb 8,6

C'era una volta il West (1968) - IMDb 8,6
C'era una volta il West(Bir Zamanlar Batıda)

Silahlı bir soyguncu olan Frank demiryolları ile ilgili yeni bir proje yürüten çok güçlü bir kişi tarafından kiralanır. Görevi yeni demiryolu projesinde önlerine her kim çıkarsa onu öldürmek ve projenin sürmesini sağlamaktır. Ancak kötü adamın karşısına hiç beklemediği kişiler çıkacaktır. Bir yandan ünlü gangster Cheyenne ile uğraşırken bir yandan da yeni toprak sahibi güzeller güzeli Jill McBain'i ikna etmek zorundadır. Ama Frank için asıl tehlikeli kimliği belirsiz gizemli bir adamdır. Harmonica olarak tanınan bu adamın üzerindeki esrar perdesi zamanla dağılmaya başlar.

19 Kasım 2016

Porno Olmayan Ama Anne Baba Yanında da İzlenemeyen 23 Film



Filmi koydunuz, ışıkları kıstınız, duvarı kaplayan hdtv şu an sizin en yakın arkadaşınız. Az sonra olacaklar sadece sizin ve onun arasında kalacak. Kalmalı! Özel bişii bu, başkası bilmemeli, görmemeli; çünkü o en sevdiğiniz, hasstası olduğunuz artistin, en püripak, hijyenül üryan, cıbıl to the end of the life anlarını gösteren filmi izleyeceksiniz.
Noo, no porno, sadece açıklı saçıklı bi film o kadar. Biraz da dudak ısırtmalı, yutkunmalı, kalbi çılgın çarpıtmalı cinsten. Karşılıklı konuşmalardan çok, karşılıklı temaslar söz konusu. Kimi, sekse bakış açınızı değiştiren, kimi sadece “seks satar” cinsinden.
Çat diye kapı açıldı, baban girdi içeri, film mi var kay ben de izleyeceğim dedi. Olmaz. Porno değil dediysek, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları da demedik. Sonuçta erotik hadiseler barındıran bi eserden bahsediyoruz. Bi ara “izleyelim noolcak ki vizyon filmi sonuçta” diye düşünebilirsiniz, yapmayın. Olmaz o iş, o filmin tadı çıkmaz.
Karar veremediniz, bilemediniz, dünyanın en dertli insanı siz misiniz? Durun! Çözüm ListeList’te. Porno olmayan ama anne baba yanında da izlenemeyen filmler bunlardır. Bil, sonra zor durumda kalma vatandaş.

Crash – 1996


Cannes Film Festivalini sallayan, yönetmen David Cronenberg’e sen de haddini aşıyorsun ama diyenlerin çokça olduğu, şiddet, hiddet, vahşet ve seksin otomobillerin ön camından patlayarak sokaklara yayıldığı, izledikten sonra, totomuzun üstünde rahatça araba koltuğuna oturamadığımız, yıllar geçse de etkisi bitmeyen, tarif etmelerin sonu gelmeyen, virgül kullanmaktan tanımları sonlandıramadığımız, Rossanna Arquette’in bacagındaki yaranın “Ya ama yapmayın bunu yaa!”, dedirttiği Crash’i zaten zorlasanız da anne babanızla izleyemezsiniz; televizyonu kapatıp, ensenize şaplağı ekleştirip evden çıkıp giderler.

Bob & Carol & Ted & Alice – 1969


Ya o biçim film izleyecek olsam 1969 yapımı film mi seçerim demeyin. Bob, Carol, Ted ve Alice’in filmdeki varlıkları, o devirde dünyayı kasıp kavuran özgürlük rüzgarlarıyla örtüşmüş ve amaan, noolcak hepimiz birbirimizle yatabiliriz, sonuçta sadece fiziksel bi ihtiyaç noktasına bağlanmış. Arada kıskançlıklar, “sen yapınca bişey olmuyo, ben yapınca mı oluyorlar” tabii ki eksik değil. Sonuçta Bob, Carol, Ted ve Alice, bunların hepsi insan. Filmin en güzel yanı kuşkusuz Natalie Wood. Güzel yıldızımızın gerçek hayatta yüzü hiç gülmemiş ve en sonunda bir tekne kazasında 43 yaşında şüpheli şekilde hayatını kaybetmişti.

Brokeback Mountain – 2005


Ang Lee’nin aile ve ilişkiler hususunda rahat duramaz yapısını anlayabiliyoruz; çünkü ne ikili ilişkiler ne de kapalı kapılar arkasında bin bir gudubet tasarımla yaşanan aile hayatı aslında göründüğü kadar masum.
Ang Lee’nin de olaya Müge Anlı kıvamında yaklaşmayacağı malum. Yine de Brokeback Mountain daha vizyona girmeden hayli yaygara koparmıştı. Ortada gay bir ilişki var, üstelik Amerika’nın bir dönem tüm kahramanlık kültürünü kurduğu kovboyluk müessesesi hakkında. Gay kesimin helal olsun çektiği(kimileri çekmemişti), olmayan kesimin arkadaş Anna Hathaway ya da Michelle Williams bırakılır da böyle bi işe girilir mi dediği filmin daha şimdiden sinema tarihinde ayrı bir yeri var.

Love & Other Drugs – 2010


Kız sen değil miydin olur hay hay diyen
İç bir parça içki de gerisi kolay diyen
Kız senin bu haline sözlüklere baktım söz yok
Kız sen ne yalancı şeysin, hiç de mi yüz yok…
Behçet Necatigil’in kaleminden Jake Gyllenhaal’a yardım olsun diye yazalım dedik, türler arası sert geçelim ki, kafamız toparlansın istedik. Viagra sponsorluğunda çekilen (ciddiyiz) Love & Other Drugs romantik komediymiş gibi yaparken Anne Hathaway ve Jake Gyllenhaal’ın içinde bulunduğu bir katalog çekimine dönüşüyor. Yapımın lansman çalışmaları esnasında oyuncuların filmin yüzde kaçında çıplak göründüklerine dair rakamlar veriliyordu, anne baba ihtimalini oradan hesabedin.

Zack and Miri Make a Porno – 2008


Adına kanmayınız porno değil dediysek haliyle değil. Her ne kadar Seth Rogen 70’lerin Alman miki filmlerinden çıkmaymış gibi duruyorsa da değil. Beş parasız kalan iki çocukluk arkadaşının durumu düzeltmek için bir şekilde porno film işine bulaşmalarını konu eden filmin yönetmeni Kevin Smith. Her Seth Rogen işinde olduğu gibi bunda da, sıradan adamın aşırı beceriksiz halleriyle dalga geçiliyor.

Nymphomaniac – 2013


Lars von Trier mi döver Ang Lee mi sorusunun cevabında oyumuz, Trier’den yana. Trier, Lee’yi dövmekle kalmaz ağlatır. Bir defa David Lynch’ten sonra Rammstein’ı film müziklerinde kullanan Lars von Trier güçler dengesini fena bozuyor ve arada dev siklet farkı oluşuyor. Nymphomaniac’ın film müziklerinde “Führe Mich” eseriyle konuk olan deri kıyafetli almanlardan oluşan Rammstein, filme gerekli gaz katkıyı fazlasıyla yapıyor. Nymphomaniac’ın daha fazla ekstra gaza ihtiyacı var mı o da ayrı konu. Film daha vizyona girmeden ülkeler arasında en ahlaklı biziz, en önce biz yasaklama açıklaması yapmalıyız yarışı başlatmıştı.

A Complete History Of My Sexual Failures


Gençlik elden gitmeye başlayınca eskiden bozuk para gibi harcadığı kız arkadaşlarının kapısına dayanarak, ona onu anlatmalarını, neden başarısız olduğunu öğrenmek isteyen, hatta bir de bunun belgeselini çekmek isteyen bezgin bekir’in hikayesi, izleyeni kimi zaman gülümsetse de, daha çok ana karaktere acımamıza vesile oluyor. Madem başarısızım, elimden de bişey gelmiyor, bari bu başarısızlığımın belgeselini çekeyim fikriyle yola çıkan film, samimi diliyle Sundance’de beğeni kazanmıştı. Sanki samimi olmaktan başka çaresi varmış gibi.

Sextape – 2014


Hollywood’da cloud (bulut) hesapların patlatılıp cümle alemin ünlü yıldızların totişi, memitosuyla tanış olmalarının etkileri hala sürüyor. Oysa Sony, Apple’la dalga geçer gibi daha geçen ay bu olayı sızdırmıştı hem de dünya sinemalarında. Film, hayatlarına renk katmak için aganigi faaliyetlerini kaydedip cloud hesaplarına yükleyen çiftin, hesabın kamuya açılmasıyla renkten renge girmesini konu ediyor.

Boogie Nights – 1997


Paul Thomas Anderson ikinci uzun metraj filminde direkt konumuza odaklanmış ve pornoymuş gibi yapan filmlerden birini tam da sektörün göbeğinden bir hikayeyle anlatmış. 1970’lerin ikinci yarısı ile 1980’lerin başında porno dünyasını anlatan Boogie Nights, Mark Wahlberg ve Heather Graham’lı on numara kadrosuyla dönemin festivallerinde fırtınalar estirmişti.

Room in Rome – 2010


Roma’da 12 saat boyunca iki kadın aynı odada kalacak ve hayatlarını birbirlerine anlatacaklar diyor filmin önsözünde, inanmayın. Filmde kimsenin kimseye hayat anlattığı falan yok. Yani hayat öyle anlatılıyorsa, herkese anlatsınlar, herkes öğrensin, onca genç insanın suçu nedir de bir hayat dersi alamıyorlar?

Friends with Benefits – 2011


Son bir kaç yıldır Hollywood romantik komedilerinin fazlasıyla ilgi gösterdiği konu, arkadaşız ama yatabiliriz ama mutlaka arkadaş kalmalıyız, lanet olsun arkadaş kalamıyoruz, hayır kalmalıyız, off aşık oldum ben sana yaa manyak! temalı hadiseler. Mila Kunis yerine Natalie Portman’ı koyuyorsunuz filmin adı Friends with Benefits değil de No Strings Attached oluyor ama içerik pek değişmiyor. Filmin ismi olan Friends with Benefits aynı zamanda çok yakın olan, sevgili de olmayan ama kanka gibi olup birbirleriyle öpüşedebilen ilişkileri anlatan bir kalıp.

Killing Me Softly – 2002


Hollywood’un yazılı olmayan kurallarından birisi de kadroda Heather Graham varsa filmin başında, ortasında ve sonunda mutlaka soyunmalıdır. Manyağın tekiyle evlenen Alice’in hayatı kabusa dönecek, dönerken de ortamda ne kadar, duvar, köşe, kiriş, halı, tül, perde varsa darmadağın edilecektir.

The Wolf of Wall Street – 2013


Leonardo’ya Oscar veremiyorsak zevkü sefa dolu bir film verelim, tüm sahnelerde çılgın atsın çocuk diyen Hollywood, muhteşem bir tercih yapmış. İzleyen çoğu kişinin ama bu kadar da olmaz yani, her sahnede her sahnede!!! dediği film, aslında gerçek hayata dayandığı için ve filmdeki çakma borsacı abinin hayatı tıpkı izlediğimiz gibi olduğu için gayet de olur pozisyonda. Adam yapmış arkadaşlar, filmciler naapsın?

Secretary – 2002


Türlü Filmlerde açılıp saçılan Jake Gyllenhaal’un ablası Maggie Gyllenhaal, kardeşine 2002 yılında örnek olmuş ve patronuyla fetiş işler pişiren bir sekreteri canlandırmıştı. Zaten kafası tam yerinde olmayan sekreter hanım kızımız, işe girdiği avukatın ofisinde kısa sürede sadomazo alemlerine taş çıkartacak maceralara dalmıştı.

Shame – 2011


Dünya festivallerine bir filin Paşabahçe’ye girişi gibi dalarak ortalığı tarumar eden Michael Fassbender’i alemlerin kralı haline getiren yapım şüphesiz ki Shame oldu. Cinsel dürtülerine hâkim olamayan, her daim azgın bir New Yorkluyu canlandıran Fassbender’in canlandırdığı karakterin, iş, ev ve barlardan ibaret tekdüze yaşamı, fahişeler ve porno filmler arasında geçmektedir. Gerisini jüriye bırakıyorum, sayın yargıç.

Lucía y el sexo – 2001


Şimdi şu yazılanları bir hızlıca okuyunuz: Paz Vega, Lucia el sexo, şimdi tekrar: Paz Vega, Lucia el sexo… Bu fonetiğe sahip bir filmin listemizde yer bulması kadar normal bir sebep yoktur sanırız. Bir Akdeniz adasına seyahate gitmeye karar veren Lucia’nın maceralarını konu eden film, eğer konsantre olabilirseniz hayli sağlam dialoglar da içeriyor. Bir de Paz Vega oynuyor, tekrar altını çizelim istedik.

The Dreamers – 2003


68, devrim, Paris, bohem takılmaca, öğrenci evi gibi konular bir araya gelince haliyle The Dreamers sinema alemlerinin en bilinen, unutulmayan filmlerinden oldu. Yönetmen Bernardo Bertolucci ve bugünlerde Sin City 2’de soyunmakla meşgul olan Eva Green’li filmin bir kesintisiz, bir de R ratingli 3 dakika daha kısa versiyonu bulunuyor. Artık o 3 dakikada daha neler olmuş olabilir kısmını size bırakıyoruz.

Antichrist – 2009


Yine Lars von Trier yine arızalar arızası Charlotte Gainsbourg ve izlerken sabırları zorlayan, “ne halin varsa gör be kadın” dediğimiz yapımlardan biri daha. Böyle dememizin sebebi şüphesiz sinemada sürekli karşılaştığımız baskın karakterlerin erkekler olması. Trier bu durumu hem de çok şiddetli biçimde altüst edince genel itibariyle ortaya izlenmesi zor filmler çıkıyor. Sahnelerin içerdiği şiddet ve cinsellik de cabası. Yönetmenin depresyon üçlemesinin ilk filmi olan Antichrist, aslında başımıza Nymphomaniac’ta neler geleceğinin ön gösterimi gibiydi.

Sex, Lies, and Videotape – 1989


Andie MacDowell, Dört Nikah Bir Cenaze’de hem hanım hanımcık, hem akıllı, hem yemeğini yapan, cilvesinden de eksik kalmayan muhitin arzu objesi pozisyonlarına gelmeden çok önce Steven Soderbergh’in Videotape’indeydi. Kapalı kapılar ardında olanın dikizlenmesi, yasak-günah olanın sonradan yeniden elde edilmesi için kaydedilmesi mevzuları, erotik ögeler taşıyan filmlerin en sevdiği durumlardan. Ancak bulut teknolojisinin anında canlı yayına geçtiği dönemlerde, permalı saçlar ve video kaset gibi hadiseler artık ekrana gülümseyerek bakmamızı zorunlu kılıyor.

I Am a Sex Addict – 2005


Caveh Zahedi adlı tatlı abimizin yazıp, yönetip, oynadığı hepsini de çok iyi kotardığı film konusunu adına dann diye yapıştıran delikanlı yapımlardan: Ben bir seks bağımlısıyım. Aklından seksi çıkartmayan bu yüzden de aşk ve sosyal hayatı darmadağın hale gelen talihsiz kardeşimiz, bu duruma türlü çözümler ararken, bizi de kendisine hayli güldürüyor. Biografi, komedi ve romantizm bir arada, tabii ki bolca hayat kadını da.

Swimming Pool – 2003


Kadınlarla derdi bir türlü bitmeyen François Ozon bir havuzun çevresinde yaşlı bir kadın ve genç bir kızın hikayesini anlatıyor. Genç kızımız Ludivine Sagnier’nin taş vücudu ve havuz metaforu, ünlü ve yaşlı bir yazarı canlandıran Charlotte Rampling’i yavaş yavaş çileden çıkarıyor.

Adore – 2013


Tam bir cibilliyetsizlik geçidi olan filmi ebeveynlerinizle seyrederseniz öyle bir utanırsınız ki bir daha eve adımınız atamazsınız. Naomi Watts ve Robin Wright orta yaşlarını ufaktan geride bırakmaya başlamış iki anne ve iyi arkadaştır. Erkek güzeli oğulları da birbirleriyle kankadırlar. Sonra sahil kıyısında ev, acayip güzel ahşap iskele, şarap, sörf, tendeki tuz falan derken olanlar olur. Ayıp! Seyretmeyin demiyoruz, yine seyredin ama yalnız.

Fatal Attraction – 1987


Michael Douglas’ın dede, Glenn Close’un nene olmadığı zamanlarda, ne tesadüf ki yine New York’lu ve haliyle avukat olan kahramanımızın girdiği yasak ilişkiyle başını belalardan belalara sokmasını izliyoruz. Basic Instinct’ten 5 sene önce çekilen film seksenlerin en çok dikkat çeken yapımlarından biriydi. Peki neden böyle bir liste yapıyorsunuz da Basic Instinct’i koymuyorsunuz diyenlere, canınızı sıkmayınız, yol filmleri listemizde yapmayı düşündüğümüz gibi, bu listemizin de bir ikincisini yaparız diyoruz.

Efsane Bilim-Kurgu Serisi Star Wars Hakkında Çok Şaşıracağınız 27 Enteresan Bilgi

Star Wars geçmişten günümüze en sevilen bilim-kurgu serileri arasında yer alıyor. Sonrasında bilim-kurgu türünde çekilmiş birçok filme de ilham kaynağı olan efsanevi seri hakkında en büyük Star Wars hayranlarının bile bilmediği bazı ilginç gerçekler mevcut.


1. Star Wars Serisinde birçok farklı ırk var ve hepsinin kaynağı filmde belirtilmiş ancak Usta Yoda’nın hangi ırka mensup olduğu belirtilmemiştir. Bu yeşil, sevimli, erdemli ve yetenekli savaşçının ırkı hala bir gizem…

Star wars

2. Star Wars’ün ilk üçlemesinde Usta Yoda 3 parmaklı idi ancak geçmişi anlatan ikinci üçlemede Usta Yoda 4 parmaklı olarak gösterilmiş.

Star wars

3. Death Star’ın içindeyken Luke ve Solo’nun üniformasını çaldıkları stormtrooper’ın seri numarası George Lucas’ın ilk filmi olan “THX 1101″ dir.

Star wars3

4. Darth Vader’ın kaskı parlak ve yansıtıcı özellik taşıdığı için çekimler sırasında kameramanlar ve set çalışanlarının yansımaları net bir şekilde kaskın üzerinden görülebiliyordu. Bu amatör görüntünün önüne geçebilmek için Darth Vader’ın sahnelerinde tavana yüzlerce florasan ışık takıldı ve kaskın üzerinde ışık yansımaları olması sağlanarak bunun önüne geçildi. Zaten olay uzayda geçtiği için bu durum sırıtmadı.

Star wars

5. George Lucas farklı dillerdeki terimleri filmlerinde kullanmasıyla bilinir. Star Wars içinde bu durum geçerli. Örneğin; Yoda sanskritçe savaşçı, Vader ise flemenkçe baba demek.

Star wars5

6. “Star Wars” ile Stanley Kubrick imzalı “2001: A Space Odyssey” filmlerini çeken prodüksiyon ekibi, kameramanından çaycısına kadar aynıdır.

Star wars

7. George Lucas filmlerdeki birçok yaratığın adını çocuklarının konuşmalarında sarfettiği anlamsız sözcüklerden koymuştur. “Jar Jar Binks” bunlardan biridir.

Star wars

8. Dart Vader’ın; sesi,vücudu ve suratı için üç ayrı aktör filmde oynadı. Yani Dart Vader’ı 3 aktör canlandırdı. James Earl Jones; Darth Vader’ın sesi, Sebastian Shaw; Darth Vader’ın yüzü ve David Prowse da Darth Vader’ın vücududur.

Star wars

9. Revenge Of The Sith filminin Türkçe dublajlı versiyonunun son sahnesindeki Darth Vader’ın seslendirmesini, Tamer Karadağlı yapmıştır.

Star wars

10. E.T.’nin ırkı da Star Wars evrenindeki bir gezegende yaşamaktadır. Hatta galaktik senatoda söz sahibidirler. Yeni serinin ilk filmi olan Gizli Tehlike’de Prenses Amidala’nın senato konuşması sırasında kısa bir sahnede görülmektedirler. Bu sahnede Amidala’nın arkasında oturan kişiler ise filmin kostüm designer’ı ve sound designer’ıdır.

Star wars10

11. Star Wars’ın ilk filmi için düşünülen isim “Adventures of Luke Starkiller as taken from the Journal of the Whills, Saga I: The Star Wars” idi. Ancak bu ismin çok uzun olacağına kanaat getiren yapımcılar filmin ismini Star Wars olarak kısalttılar. Kısa bir ayrıntı daha var “Luke Starkiller”. Luke Skywalker için ilk olarak “Luke Starkiller” ismi düşünülmüş ve kadın bir karakter olması planlanmıştı, ancak yapımcılar bunu da değiştirdiler.

Star wars

12. “Attack Of Clones” filminde bir Jedi Ustası olan Mace Windu’yu canlandıran Samuel L. Jackson kullandığı ışın kılıcının renginin mor olup olamayacağını George Lucas’a sormuş ve George Lucas’ta iyilerin yeşil, kötülerin kırmızı renkli ışın kılıcı kullanacağını söylemiş ve kabul etmemiştir. Ancak daha sonra Lucas’ı kafalayıp mor renkli ışın kılıcı kullanmıştır. Bunu gören Star Wars hayranları da “ulan acaba bu da mı kötü” diye delirmişlerdir.

Star wars

13. Jabba the Hutt karakterini oynatabilmek için 10 profesyonel kukla sanatçısı, her iki ellerini de kullanarak eş zamanlı olarak çalışmıştır.

Star wars

14. 2.02 boyunca olan Liam Nesson için filmdeki bütün kapılar onun rahatça geçebilmesi için yeniden düzenlenmiştir. Filmdeki bu düzenlemenin bedeli ise yaklaşık olarak 150 bin dolar olmuştur.

Star wars

15. “A New Hope” filminin çöl sahnelerinin tamamı Tunus’ta Tataoine denen bir bölgede çekilmiştir. George Lucas bu ismi filmde gezegen ismi olarak kullanmıştır. Hatta filmin çekimlerinden sonra, film için inşa edilen yapılar orada öylece bırakılmıştır. Günümüzde bu yapıların içerisinde insanlar yaşamaktadır.

Star wars

16. Star Wars: Empire Strikes Back filmindeki asteroid kuşağındaki asteroidlerden bir tanesi ayakkabı, bir diğeri de patatestir.

Star wars

17. İlk filmde Qui Gon’un kullandığı iletişim cihazı aslında Gillette marka bir kadın tıraş bıçağıdır her bakkalda bulunur.

Star wars17

18. Serinin ilk fragmanı, filmin vizyona girmesinden 6 ay önce sinemalarda gösterildi ve “bir erkek, bir kız ve bir evrenin hikayesi”, “bir milyar yıllık yapım” gibi sloganlara sahipti. Filme güvenmeyen yapımcılar bu sayede biraz ilgi çekmeyi planlamıştı. Ancak film o kadar sevildi ki Amerika’da insanlar neredeyse izleyenler ve izlemeyenler olarak ikiye ayrıldı.

Star wars18

19. Darth Vader’ı canlandıran David Prowse tam bir ışınkılıcı katiliydi. Işınkılıcı sahnelerinde sürekli kılıçları kırdığından devam filmlerinde bu sahnelerde dövüş koordinatörü Bob Anderson rol aldı.

Star wars

20. Filmin vizyona girmesinden sonraki günlerde yan ürünlere ve oyuncaklara olan talep karşılanamıyordu. George Lucas ve Kenner Toys firması yeni bir fikir bularak içi boş hediye paketleri piyasaya sürdü. Kutuyu alana oyuncak piyasaya sürülür sürülmez sahip olma garantisi veriliyordu. Boş paketler 16 dolardan satılmaktaydı ve oyuncaklar iki ay içinde sahiplerine ulaştı. 2005’te bu paketler kısıtlı olarak yeniden piyasaya sürüldü.

Star wars

21. Luke Skywalker’u canlandıran Mark Hamill, çekimler sırasında trafik kazası geçirmiş ve zarar gören yüzü nedeniyle yeniden çekimleri zora sokmuştu. Hamill daha sonra sadece burnunun kırıldığını ve yüzünün ameliyatla eski haline döndüğünü söyledi.

Star wars

22. Yeni serinin ilk filmi olan “Phantom Menace”da Tatooine sahnelerinin çekimi için ilk film olan “A New Hope”da kullanılan aynı yerler kullanılmış ancak bu çekimler sırasında son 50 yılın en büyük kum fırtınası yüzünden bütün set yıkılmış, tüm set ve “Podracer”lar baştan yapılmak zorunda kalınmıştır.

Star wars

23. Chewbacca’nın sesi; harmanlanmış vahşi hayvan kükremelerinden, R2-D2’nun elektronik sesi; bebek seslerinin elektronik hale getirilmesinden, ışın kılıcının Voorm vooorm sesi mikrofonun elektromanyetik bir cihaza yaklaştırılması sonucu çıkan sesten ve Darth Vader’ın nefes alma sesi ise dalış tüpünün sesinden elde edilmiştir.

Star wars

24. İmparatorluk subaylarının kostümleri Nazi subaylarının üniformalarından esinlenilmiştir. Ayrıca subayları oynayan oyuncuların nazi subaylarına benzer bir şekilde normal olarak değilde hafiften alman aksanıyla konuşmaları istenmiştir.

Star wars

25. Filmin en meşhur hatalarından biri, odaya giren bir askerin başını kapıya vurmasıydı. Star Wars hayranları filmlerde yüzlerce hata bulmuştu, bunların bir kısmı ancak çok dikkatli izleyiciler tarafından fark edilebiliyordu.

26. Hayden Christensen ve Ewan McGregor, her dövüş sahnesinde ağızlarıyla fiuvvv fiuvv diye ışın kılıcı sesi yapıyormuş. Tabi daha sonra bu sesler kesiliyormuş.

Star wars

27. 1986 yapımı “Jedi’nin Dönüşü” filminin son sahnesinde; Usta Yoda, Anakin Skywalker ve Obi-Wan Kenobi gülümserken görülmektedir. Ancak bu sahnede Anakin rolündeki Hayden Christensen’in bizzat kendisinin olması, kendisinin o yıllarda daha portakaldaki vitamin olduğu düşünülünce, Star Wars hayranlarını dumura uğratmış ancak daha sonra yapılan açıklamada bu sahnenin filme daha sonradan eklendiği açıklanmıştır.

Star wars

BU İÇERİĞE EMOJİ İLE TEPKİ VER!
23
11
5
1
1
3
 
Copyright © 2016 GİPMAN
Tasarımcım GİP.comPowered byBlogger